1919 yılının Mayıs Ayının 19. gününde Mustafa Keman Atatürk Bandırma vapuru ile Samsuna Çıkmıştır ve Bu
gün itilaf devletlerinin işgaline karşı, Türk
Kurtuluş Savaş’nın Başladığı gün olarak kabul edilmiştir. Atatürk bu
bayramı Türk gençliğine armağan
etmiştir.
Gençlik ve Spor
Bayramı, ilk defa 24 Mayıs 1935’te
"Atatürk Günü" adı altında kutlanmıştır. Beşiktaş'ın girişimleriyle Fenerbahçe Stadı'nda kutlanan bu ilk 19
Mayıs, Galatasaray ve Fenerbahçeli yüzlerce sporcunun
da katılımıyla bir spor günü haline gelmiştir. Bu organizasyondan bir süre sonra
gerçekleşen Spor Kongresi'nde söz alan Beşiktaş Kurucu Üyesi Ahmet Fetgeri Aşeni kutlanan Atatürk Günü'nün tüm gençliğe mal
edilebilmesi için "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" adı altında her
yıl yapılmasını teklif etmiştir.[3]Kongrede oylanan bu öneri kabul edilmiş ve Atatürk'ün de onayıyla
yasalaşmıştır. 20 Haziran 1938 tarihli
kanunla "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanan bu ulusal
bayramın adı 12 Eylül Darbesinden sonra "Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı" adını almıştır.
Her yıl 19 Mayıs günü Atatürk'ü Anma , Gençlik ve Spor
Bayramı Türkiye'nin dört bir yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.
Üzerinde "Gençlikten Atatürk Sevgisiyle Cumhurbaşkanına" yazan ve
"Sevgi Bayrağı" olarak adlandırılan dev bir bayrak Kurtuluş
Yolu'ndaki Tütün İskelesi'nden karaya çıkarılarak Samsun valisine verilir. Daha
sonra bayrak, Cumhurbaşkanına sunulmak üzere genç atletlere teslim edilir.
Samsun'dan yola çıkarılarak Amasya, Tokat, Sivas, Erzincan, Erzurum, Kayseri,
Nevşehir, Kırşehir ve Kırıkkale'den sonra, 19 Mayıs törenlerinde, Ankara'da Cumhurbaşkanına
sunulur.
Cumhuriyet'le yaşıt olan bu
kutlamalar sadece Cumhurbaşkanı'nın katılımıyla Ankara'da gerçekleşmekle
sınırlı kalmaz, ülke genelinde stadyumlarda kutlanırdı. Ama 2012'de, Mayıs
ayında havanın soğuk olacağı[4] ve bu açıdan öğrencilere ve
vatandaşlara yük olmaması gerekçesiyle başkent Ankara dışındaki illerde, stadyumlarda
kutlanması Mili Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Genel Müdürlüğü'nce okullara
gönderilen bir yazıyla engellenmiştir.[5] Bu karar cumhuriyetçi kesimin büyük
tepkisiyle karşılaşmıştır.[6][7] Bu konuda Alper Ayhan tarafından bir
dava açılmış ve kazanılmıştır.