12 Haz 2014

VUSLAT BAŞLANGIÇ

Bir insan neden gelir bu dünyaya, belli bir hayatı yaşayıp, mutlu olmaya, güzel bir dünya kurmak için mi? Yoksa aileden ve dışarıdaki insanların, yönlendirdiği bir hayat için mi? Ben olması gerekeni değil, insanların kararını verdikleri, bir hayatı yaşadım. Kader bana değil, hep başkalarının hayatım hakkında karar almasına izin vermiş.

Bu hayatın kötü yaşanmasının, en büyük suçlusu annemdir. Babamın da suçu ne kadar büyük olsa da, annemin suçu daha çok. Babam ve annem birbirlerini çok sevmişler. Buluştuklarında, babam annemi bırakmamış. Uzun bir süre ortaya çıkmamışlar. Geri döndüklerinde, dedem yinede olmaz demiş ama anne annem, namus demiş ve diretmiş. Dedem ne kadar, işi yok, evi barkı yok,  dediyse de nenem evlilikte diretmiş.  Ben doğmuşum, ardımdan kız kardeşim ve daha sonrada, bir erkek kardeşim olarak, üç çocuk dünyaya getiren annem, ben hepsine bakamam diyerek, beni dedeme yani hayatımda en çok sevdiğim, kahrımı çeken adama göndermiş. Henüz altı yaşındayken, annemin bir başkasına kaçtığını öğrendim. Altı yaşında olmama rağmen, dedemin yüzündeki utancı görebiliyordum ve içimde hissedebiliyordum.


Annem başkasına kaçmıştı, giderken kardeşlerimi de almamış, çocukların ağlamalarına gelen komşular sayesinde, polisler gelip kardeşlerimi bir başına bulmuş. Annemin aslında asıl kaçma sebebini daha sonra öğrendik. Babam annemi satmaya kalkmış, açık bir şekilde anlatmak gerekirse, borçlandığı kişiye, borcu karım evde ödeyecek diyerek, adamı eve yollamış. Adam eve gelince annemi görmüş, annem kurtar beni demiş ve adam annemi alıp gitmişler. Bunu öğrenen amcam, babamı vurmaya gitmiş, fakat vurulan benim amcam olmuş ve babam hapse girmişti. Kardeşlerim de yurda verilmişti. Henüz altı yaşındaki bir çocuğa, cici babasının bunları anlattığını düşünün. Hiç mi utanmaz insan, hiç mi yüzü kızarmaz ama kızarmamıştı.

10.06.2014 Mehmet Halis ERDiNÇ                             hikayemizin asıl adresi www.soylerim.com

VUSLAT BAŞLANGIÇ

Bir insan neden gelir bu dünyaya, belli bir hayatı yaşayıp, mutlu olmaya, güzel bir dünya kurmak için mi? Yoksa aileden ve dışarıdaki insanların, yönlendirdiği bir hayat için mi? Ben olması gerekeni değil, insanların kararını verdikleri, bir hayatı yaşadım. Kader bana değil, hep başkalarının hayatım hakkında karar almasına izin vermiş.

Bu hayatın kötü yaşanmasının, en büyük suçlusu annemdir. Babamın da suçu ne kadar büyük olsa da, annemin suçu daha çok. Babam ve annem birbirlerini çok sevmişler. Buluştuklarında, babam annemi bırakmamış. Uzun bir süre ortaya çıkmamışlar. Geri döndüklerinde, dedem yinede olmaz demiş ama anne annem, namus demiş ve diretmiş. Dedem ne kadar, işi yok, evi barkı yok,  dediyse de nenem evlilikte diretmiş.  Ben doğmuşum, ardımdan kız kardeşim ve daha sonrada, bir erkek kardeşim olarak, üç çocuk dünyaya getiren annem, ben hepsine bakamam diyerek, beni dedeme yani hayatımda en çok sevdiğim, kahrımı çeken adama göndermiş. Henüz altı yaşındayken, annemin bir başkasına kaçtığını öğrendim. Altı yaşında olmama rağmen, dedemin yüzündeki utancı görebiliyordum ve içimde hissedebiliyordum.


Annem başkasına kaçmıştı, giderken kardeşlerimi de almamış, çocukların ağlamalarına gelen komşular sayesinde, polisler gelip kardeşlerimi bir başına bulmuş. Annemin aslında asıl kaçma sebebini daha sonra öğrendik. Babam annemi satmaya kalkmış, açık bir şekilde anlatmak gerekirse, borçlandığı kişiye, borcu karım evde ödeyecek diyerek, adamı eve yollamış. Adam eve gelince annemi görmüş, annem kurtar beni demiş ve adam annemi alıp gitmişler. Bunu öğrenen amcam, babamı vurmaya gitmiş, fakat vurulan benim amcam olmuş ve babam hapse girmişti. Kardeşlerim de yurda verilmişti. Henüz altı yaşındaki bir çocuğa, cici babasının bunları anlattığını düşünün. Hiç mi utanmaz insan, hiç mi yüzü kızarmaz ama kızarmamıştı.

10.06.2014 Mehmet Halis ERDiNÇ                             hikayemizin asıl adresi www.soylerim.com