Dedemin ve nenemin hayalime ulaşacağım
yoldaki, başarılarımdan dolayı mutlu olduklarını hatta gururlandıklarını
gördüğümde, daha çok sevinmiştim. Benim gibi onlarda, işlerin bu şekilde
ilerlemesinden mutlu olup, çok sevinmişlerdi. Fakat annem hiç sevinmemişti,
duyduğu günün sabahında, bitivermişti dedemlerde. Onu görünce ne kadar sevinmiştim, öyle çok
özlemiştim ki, sarılıp koklamak istiyordum. Ama annem öyle değildi, yüzüme bile
bakmadı, direk konuya girmek istercesine, kız kısmı okumaz ne lisesi dedi. Bütün
dünyam yıkılmıştı, ne diyebilirdim ki, zaten elimden geldikçe direttim, karşı
geldim okuyacağım, hatta hemşire olacağım demiştim. Hayır dedi olmaz dedi ve
anneannemle konuşmaya başladı, okumasın sana yardımcı olsun, sen yaşlandın anne
dedi, bilmiyorum ne olduğunu ama birden nenem de hemen destekledi onu. Artık
nenem de benim okumamı değil, ev işlerinde ona yardımcı olmamı istiyordu. Ne
yapabilirim ki büyüklerim karşı çıkmaya başlamıştı. Tek umudum dedem di, onun
beni destekleyeceğini, okula gidip hayalimi gerçekleştirmemi istediğini
düşünüyordum. Annem ben senin okulunla
uğraşamam diye diretiyordu. Sanki yıllardır o beni okutuyor gibi, çıkışmaya
başlamıştı. Korku artık yüreğimin her yerini kaplıyordu. Ya dedemde anneme hak
verirde okuluma gidemezsem diye, bedenim titriyordu, kader yine başkalarına
benim hakkımda karar verme yetkisini veriyordu.
Bir süre sonra annem tekrar geldi, dedemle
konuşmaya gelmiş yine iki yabancı gibiydik, ne konuştuk nede bakıştık, ben yine
yıkılmış bir halde ona bakıyordum. Dedemle konuşmaya başladılar. Kulak misafiri
oldum. Annem dedeme, Vuslat evlenecek dedi. hali vakti yerinde biri var dedi,
evlendirelim dizini kırıp, evinde otursun diye söylüyordu. Artık korku değil,
tamamen yıkılmış, çaresizliğim her damarımdan beynime doğru akıyordu sanki. Henüz
14 yaşındaydım ne evliliği ben okuyacaktım. Daha evliliğin bile ne olduğunu bilmezken,
beni evlendirmeyi düşünüyorlardı. İstemiyordum ve olmaz dedim evlenmek
istemiyorum evlenmem asla, annemin karşısına çıkmamı onlarda beklemiyorlardı,
fakat bunu saygısızlık olarak algılayan, annem tarafından, şiddete maruz
kaldım. Ne kadar direndiysem olmadı, kafasına koymuştu.
Annem – Yarın gelecekler ve sen razı
olacaksın dedi.
Dedeme yalvardım, benim gücüm yetmez dedi. O senin annen, belki
de mutlu olacaksın diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı. O gece zindan olmuştu
bana. Ertesi sabah üvey babam gelip
benimle konuşmak istediğini söyledi.
Üvey babam- bak seni bu işten kurtaracağım.
Seninle bir anlaşma yapalım dedi ve devam etti. Bir şartım var ama. Sen
görücüler gelince, çık normal şekilde ne gerekiyorsa yap, ben çocuğu tanıyorum,
kendisi ile konuşacağım. Sonra seni beğenmediğini söyleyerek, istemeyecekler,
annen buna bir çözüm bulamaz. Böylece kurtulmuş olacaksın dedi. Peki şartın ne
dedim. Okumayacaksın dedi, iş bittikten sonra okumaya karar verir, anlaşmayı
bozarsan, evlenmen için elimden geleni yaparım diyerek beni tehdit etmişti.
Bende peki dedim, evlenmez isem bir umudum olabilir. Ama evlenirsem hiçbir
umudum kalmaz dedim kendime. Üvey
babamın dediği gibi oldu, benimle anlaşamayacağını söyleyip, istemekten
vazgeçtiler. Annem bu olaya, çok fazla sinirlenmiş hatta üvey babamla bir,
birlerine bile girmişlerdi. Olayın böyle
bitmesine çok sevinmiştim ama içimde bir burukluk vardı. Annem geldiği gibi
geri gitmişti. Biraz da olsa rahatlamıştım. Hemen dedemle konuşmaya gittim.
Dede okumak istiyorum diye yalvardım, annem burada yok görmez ne olur okumama
izin verim dedim. Olmaz ben yalan söyleyemem, otur evinde namusunu koru, baban
yok, anan yok dünyanın bin bir türlü hali var diyerek çıkıştı.
Kabullenmiştim artık elimden hiçbir şey
gelmez diye, durumu en yakın arkadaşımla paylaştım. O bana şikayet etmemi
hatta, devletin bana sahip çıkacağını söyledi. Onlara da gereken cezayı
verirler diye tembihledi. Olmaz dedim, dedemi, annemi nasıl şikayet ederim, ne
kadar kötü olsa da annem sonuçta. Hem dedem büyüttü beni, o kadar emek harcadı,
bazen benimle ağlayıp, bazen de güldü, bu yapacağım şey hainliktir dedim. Sonra nasıl yüzlerine bakarım diye içinden
geçirmiştim. Bu hayatımda yaptığım ilk hataydı. Başkalarının hayatım hakkında
kararlar almasına izin vermiştim. Gerçi yapacak bir şey de yoktu çünkü onlar,
benim büyüklerim ve ailemdi. Ama kader bununla yetinmeyip, benim için daha kötü
planları vardı. Ben o planların ne olduğunu bilmiyordum. Korku dolu zamanlarla
birlikte geçen günler içinde yeni bir haber beni tekrar yaralamıştı…..
12.06.2014 Mehmet Halis ERDiNÇ hikayemizin asıl adresi www.soylerim.com