12 Haz 2014

Vuslat 3. bölüm Okumak Haram


Dedemin ve nenemin hayalime ulaşacağım yoldaki, başarılarımdan dolayı mutlu olduklarını hatta gururlandıklarını gördüğümde, daha çok sevinmiştim. Benim gibi onlarda, işlerin bu şekilde ilerlemesinden mutlu olup, çok sevinmişlerdi. Fakat annem hiç sevinmemişti, duyduğu günün sabahında, bitivermişti dedemlerde.  Onu görünce ne kadar sevinmiştim, öyle çok özlemiştim ki, sarılıp koklamak istiyordum. Ama annem öyle değildi, yüzüme bile bakmadı, direk konuya girmek istercesine, kız kısmı okumaz ne lisesi dedi. Bütün dünyam yıkılmıştı, ne diyebilirdim ki, zaten elimden geldikçe direttim, karşı geldim okuyacağım, hatta hemşire olacağım demiştim. Hayır dedi olmaz dedi ve anneannemle konuşmaya başladı, okumasın sana yardımcı olsun, sen yaşlandın anne dedi, bilmiyorum ne olduğunu ama birden nenem de hemen destekledi onu. Artık nenem de benim okumamı değil, ev işlerinde ona yardımcı olmamı istiyordu. Ne yapabilirim ki büyüklerim karşı çıkmaya başlamıştı. Tek umudum dedem di, onun beni destekleyeceğini, okula gidip hayalimi gerçekleştirmemi istediğini düşünüyordum.  Annem ben senin okulunla uğraşamam diye diretiyordu. Sanki yıllardır o beni okutuyor gibi, çıkışmaya başlamıştı. Korku artık yüreğimin her yerini kaplıyordu. Ya dedemde anneme hak verirde okuluma gidemezsem diye, bedenim titriyordu, kader yine başkalarına benim hakkımda karar verme yetkisini veriyordu.

Bir süre sonra annem tekrar geldi, dedemle konuşmaya gelmiş yine iki yabancı gibiydik, ne konuştuk nede bakıştık, ben yine yıkılmış bir halde ona bakıyordum. Dedemle konuşmaya başladılar. Kulak misafiri oldum. Annem dedeme, Vuslat evlenecek dedi. hali vakti yerinde biri var dedi, evlendirelim dizini kırıp, evinde otursun diye söylüyordu. Artık korku değil, tamamen yıkılmış, çaresizliğim her damarımdan beynime doğru akıyordu sanki. Henüz 14 yaşındaydım ne evliliği ben okuyacaktım.  Daha evliliğin bile ne olduğunu bilmezken, beni evlendirmeyi düşünüyorlardı. İstemiyordum ve olmaz dedim evlenmek istemiyorum evlenmem asla, annemin karşısına çıkmamı onlarda beklemiyorlardı, fakat bunu saygısızlık olarak algılayan, annem tarafından, şiddete maruz kaldım. Ne kadar direndiysem olmadı, kafasına koymuştu.

Annem – Yarın gelecekler ve sen razı olacaksın dedi.
Dedeme yalvardım,  benim gücüm yetmez dedi. O senin annen, belki de mutlu olacaksın diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı. O gece zindan olmuştu bana.  Ertesi sabah üvey babam gelip benimle konuşmak istediğini söyledi.

Üvey babam- bak seni bu işten kurtaracağım. Seninle bir anlaşma yapalım dedi ve devam etti. Bir şartım var ama. Sen görücüler gelince, çık normal şekilde ne gerekiyorsa yap, ben çocuğu tanıyorum, kendisi ile konuşacağım. Sonra seni beğenmediğini söyleyerek, istemeyecekler, annen buna bir çözüm bulamaz. Böylece kurtulmuş olacaksın dedi. Peki şartın ne dedim. Okumayacaksın dedi, iş bittikten sonra okumaya karar verir, anlaşmayı bozarsan, evlenmen için elimden geleni yaparım diyerek beni tehdit etmişti. Bende peki dedim, evlenmez isem bir umudum olabilir. Ama evlenirsem hiçbir umudum  kalmaz dedim kendime. Üvey babamın dediği gibi oldu, benimle anlaşamayacağını söyleyip, istemekten vazgeçtiler. Annem bu olaya, çok fazla sinirlenmiş hatta üvey babamla bir, birlerine bile girmişlerdi.  Olayın böyle bitmesine çok sevinmiştim ama içimde bir burukluk vardı. Annem geldiği gibi geri gitmişti. Biraz da olsa rahatlamıştım. Hemen dedemle konuşmaya gittim. Dede okumak istiyorum diye yalvardım, annem burada yok görmez ne olur okumama izin verim dedim. Olmaz ben yalan söyleyemem, otur evinde namusunu koru, baban yok, anan yok dünyanın bin bir türlü hali var diyerek çıkıştı.


Kabullenmiştim artık elimden hiçbir şey gelmez diye, durumu en yakın arkadaşımla paylaştım. O bana şikayet etmemi hatta, devletin bana sahip çıkacağını söyledi. Onlara da gereken cezayı verirler diye tembihledi. Olmaz dedim, dedemi, annemi nasıl şikayet ederim, ne kadar kötü olsa da annem sonuçta. Hem dedem büyüttü beni, o kadar emek harcadı, bazen benimle ağlayıp, bazen de güldü, bu yapacağım şey hainliktir dedim.  Sonra nasıl yüzlerine bakarım diye içinden geçirmiştim. Bu hayatımda yaptığım ilk hataydı. Başkalarının hayatım hakkında kararlar almasına izin vermiştim. Gerçi yapacak bir şey de yoktu çünkü onlar, benim büyüklerim ve ailemdi. Ama kader bununla yetinmeyip, benim için daha kötü planları vardı. Ben o planların ne olduğunu bilmiyordum. Korku dolu zamanlarla birlikte geçen günler içinde yeni bir haber beni tekrar yaralamıştı…..


12.06.2014           Mehmet Halis ERDiNÇ                         hikayemizin asıl adresi www.soylerim.com

Vuslat 3. bölüm Okumak Haram


Dedemin ve nenemin hayalime ulaşacağım yoldaki, başarılarımdan dolayı mutlu olduklarını hatta gururlandıklarını gördüğümde, daha çok sevinmiştim. Benim gibi onlarda, işlerin bu şekilde ilerlemesinden mutlu olup, çok sevinmişlerdi. Fakat annem hiç sevinmemişti, duyduğu günün sabahında, bitivermişti dedemlerde.  Onu görünce ne kadar sevinmiştim, öyle çok özlemiştim ki, sarılıp koklamak istiyordum. Ama annem öyle değildi, yüzüme bile bakmadı, direk konuya girmek istercesine, kız kısmı okumaz ne lisesi dedi. Bütün dünyam yıkılmıştı, ne diyebilirdim ki, zaten elimden geldikçe direttim, karşı geldim okuyacağım, hatta hemşire olacağım demiştim. Hayır dedi olmaz dedi ve anneannemle konuşmaya başladı, okumasın sana yardımcı olsun, sen yaşlandın anne dedi, bilmiyorum ne olduğunu ama birden nenem de hemen destekledi onu. Artık nenem de benim okumamı değil, ev işlerinde ona yardımcı olmamı istiyordu. Ne yapabilirim ki büyüklerim karşı çıkmaya başlamıştı. Tek umudum dedem di, onun beni destekleyeceğini, okula gidip hayalimi gerçekleştirmemi istediğini düşünüyordum.  Annem ben senin okulunla uğraşamam diye diretiyordu. Sanki yıllardır o beni okutuyor gibi, çıkışmaya başlamıştı. Korku artık yüreğimin her yerini kaplıyordu. Ya dedemde anneme hak verirde okuluma gidemezsem diye, bedenim titriyordu, kader yine başkalarına benim hakkımda karar verme yetkisini veriyordu.

Bir süre sonra annem tekrar geldi, dedemle konuşmaya gelmiş yine iki yabancı gibiydik, ne konuştuk nede bakıştık, ben yine yıkılmış bir halde ona bakıyordum. Dedemle konuşmaya başladılar. Kulak misafiri oldum. Annem dedeme, Vuslat evlenecek dedi. hali vakti yerinde biri var dedi, evlendirelim dizini kırıp, evinde otursun diye söylüyordu. Artık korku değil, tamamen yıkılmış, çaresizliğim her damarımdan beynime doğru akıyordu sanki. Henüz 14 yaşındaydım ne evliliği ben okuyacaktım.  Daha evliliğin bile ne olduğunu bilmezken, beni evlendirmeyi düşünüyorlardı. İstemiyordum ve olmaz dedim evlenmek istemiyorum evlenmem asla, annemin karşısına çıkmamı onlarda beklemiyorlardı, fakat bunu saygısızlık olarak algılayan, annem tarafından, şiddete maruz kaldım. Ne kadar direndiysem olmadı, kafasına koymuştu.

Annem – Yarın gelecekler ve sen razı olacaksın dedi.
Dedeme yalvardım,  benim gücüm yetmez dedi. O senin annen, belki de mutlu olacaksın diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı. O gece zindan olmuştu bana.  Ertesi sabah üvey babam gelip benimle konuşmak istediğini söyledi.

Üvey babam- bak seni bu işten kurtaracağım. Seninle bir anlaşma yapalım dedi ve devam etti. Bir şartım var ama. Sen görücüler gelince, çık normal şekilde ne gerekiyorsa yap, ben çocuğu tanıyorum, kendisi ile konuşacağım. Sonra seni beğenmediğini söyleyerek, istemeyecekler, annen buna bir çözüm bulamaz. Böylece kurtulmuş olacaksın dedi. Peki şartın ne dedim. Okumayacaksın dedi, iş bittikten sonra okumaya karar verir, anlaşmayı bozarsan, evlenmen için elimden geleni yaparım diyerek beni tehdit etmişti. Bende peki dedim, evlenmez isem bir umudum olabilir. Ama evlenirsem hiçbir umudum  kalmaz dedim kendime. Üvey babamın dediği gibi oldu, benimle anlaşamayacağını söyleyip, istemekten vazgeçtiler. Annem bu olaya, çok fazla sinirlenmiş hatta üvey babamla bir, birlerine bile girmişlerdi.  Olayın böyle bitmesine çok sevinmiştim ama içimde bir burukluk vardı. Annem geldiği gibi geri gitmişti. Biraz da olsa rahatlamıştım. Hemen dedemle konuşmaya gittim. Dede okumak istiyorum diye yalvardım, annem burada yok görmez ne olur okumama izin verim dedim. Olmaz ben yalan söyleyemem, otur evinde namusunu koru, baban yok, anan yok dünyanın bin bir türlü hali var diyerek çıkıştı.


Kabullenmiştim artık elimden hiçbir şey gelmez diye, durumu en yakın arkadaşımla paylaştım. O bana şikayet etmemi hatta, devletin bana sahip çıkacağını söyledi. Onlara da gereken cezayı verirler diye tembihledi. Olmaz dedim, dedemi, annemi nasıl şikayet ederim, ne kadar kötü olsa da annem sonuçta. Hem dedem büyüttü beni, o kadar emek harcadı, bazen benimle ağlayıp, bazen de güldü, bu yapacağım şey hainliktir dedim.  Sonra nasıl yüzlerine bakarım diye içinden geçirmiştim. Bu hayatımda yaptığım ilk hataydı. Başkalarının hayatım hakkında kararlar almasına izin vermiştim. Gerçi yapacak bir şey de yoktu çünkü onlar, benim büyüklerim ve ailemdi. Ama kader bununla yetinmeyip, benim için daha kötü planları vardı. Ben o planların ne olduğunu bilmiyordum. Korku dolu zamanlarla birlikte geçen günler içinde yeni bir haber beni tekrar yaralamıştı…..


12.06.2014           Mehmet Halis ERDiNÇ                         hikayemizin asıl adresi www.soylerim.com